Gerçekten kötü niyetli misiniz yoksa cahil misiniz çözemedim. Eğer kötü niyetliyseniz bu şekilde yardımcı olmak amacıyla yazmayı bırakıp çok sert çıkacağım. Şunu kafanıza sokun: Allahın ayetlerini kendi sapık amaçlarınız için kullanamazsınız. Bozuk bir sistemin az bozuk veya çok bozuk olanın farkı nedir? Allaha ben az sapıtmıştım diye mi savunma yapacaksınız?
siz önce kendinize yardımcı olun efenim.Ruh konusunda en az üç fikir değiştirdiniz forumda.Allahın ayetlerini eğip büken sizsiniz.sapkın fıkıhçılara bakıp fıkıh ilmi toptan bozuktur diye biliyor musunuz.Tasavvuf için bu cüreti nerden buluyorsunuz.Tasavvuf,islamın nasıl bir gönül kıvamıyla yaşanması gerektiğini konu edinir ve gönüllerin o kıvama nasıl getirileceğiyle ilgilenir.Bu yüzden islam dışı değil içinin içidir.
Verdiğiniz o ayete yaptığınız yorum ne aptalca bir yorumdur? Tabi olunacak ücret istemeyenler kimlerdir? Tasavvufçular mı? Ayetlerle ağzını eğip büken kimselere benzettim sizi. Allaha şükür ki insanların bazıları sırf ücret istemiyor diye gerizekalılara uyacak kadar gerizekalı değiller. Ayette bahsedilen ücret istemeyen tabi olunması gerekenler Allahın rasulleri/elçileri.
Şimdi kendi görüşlerinize doğru bükerek saçmaladığınız ayetin öncesine de bakalım ki okuyan insanlar ne tür bir insan olduğunuzu görsünler. Cahil misiniz kötü niyetli misiniz onu Allah bilir ama doğrudan uzak olduğunuz kesin. Ayetlere bakın bakalım tasavvufçu sapıklardan mı bahsediliyor? Eğer kötü niyetli birisi değilseniz Yasin suresini anlamak "uyanış" için çok iyidir. Ayetler ilk anladığınızda "yıllarca bunu anlamadan ölülerin arkasından mı okumuşuz, bir gerçekten aptalmışız" farkındalığı sağlar.
Onlara o kent halkını örnek ver. Hani, elçiler gelmişti oraya.
Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onları yalanlamışlardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyle destek vermiştik. Şöyle demişlerdi: "Biz, size gönderilen elçileriz!"
Kent halkı dedi ki: "Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."
Dediler: "Rabbimiz biliyor ki, biz size gönderilmiş elçileriz."
"Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir."
Dediler: "Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşılaştık/biz sizi uğursuzluk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutlaka taşlayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap kesinlikle dokunacaktır."
Dediler: "Uğursuzluk kuşunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa, aşırılığa sapmış bir topluluksunuz."
Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!"
"Sizden herhangi bir ücret istemeyelere (YANİ YUKARIDA BAHSİ GEÇEN ALLAHIN ELÇİLERİNE) uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar."
"Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O'na döndürüleceksiniz."
"O'ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar."
Ayeti nereden aldığımı iyi biliyorum efenim.ücreti siz yanlış anlamışsınız.İnsanlar genellikle menfaatçidir.bir iyilik yaptığında bir teşekkürlede olsa yada,kadir kıymet bilinirlikle anılmakta olsa bir karşılık bekler.maddi değilse manevi bir çıkar mesela şöhret gibi.Yalnız peygamberler ve onun varisi olan alimler insanlara sadece Allah rızası için onların dünya ve ahiret saadeti için yardım eder.Sizin küçümsediğiniz bu durum,Kuranda tüm peygamberler tarafından dillendirilmiş bir gerçektir.yani söylemeye çalıştığım,hak ve hakikati size anlatmak için çırpınan insanın sizden maddi ve manevi bir beklentisi yoksa,sırf Allah rızası için bu iyiliği yapıyorsa bu onun samimi olduğunu gösterir.
10/71- Nûhun haberini onlara oku. Hani o bir vakit kavmine şöyle demişti: Ey kavmim! Eğer benim konumum ve Allahın âyetleriyle öğüt vermem size ağır geliyorsa, (biliniz ki) ben sadece Allaha dayanıp güvenmişim. Artık siz de (bana) ne yapacağınızı ortaklarınızla beraber kararlaştırın ki işiniz size dert olmasın! Bundan sonra bana hükmünüzü uygulayın; bana mühlet de vermeyin!
10/72- Eğer yüz çeviriyorsanız,
sizden zaten hiçbir ücret istemedim.
Benim ücretim, ancak Allaha aittir. Bana müslümanlardan olmam emredildi.
11/29- Ey kavmim! Buna karşı
ben sizden herhangi bir mal da istemiyorum.
Benim mükâfatım ancak Allaha âittir. Ben o iman edenleri (teklifinize uyarak) kovacak da değilim. Çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizin bilgisizce davranan bir toplum olduğunuzu görüyorum.
11/50- Âd kavmine de kardeşleri Hûdu gönderdik. Hûd şöyle dedi: Ey kavmim! Allaha kulluk edin. Ondan başka sizin hiçbir ilahınız yoktur. Siz, sadece iftira ediyorsunuz.
11/51-
Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?
12/103- Sen ne kadar şiddetle arzu etsen de insanların çoğu inanacak değillerdir.
12/104- H
albuki sen buna karşılık onlardan bir ücret de istemiyorsun. O (Kuran) âlemler içinde ancak bir öğüttür.
23/72- Ey Muhammed! Yoksa sen onlardan bir vergi mi istiyorsun (da inanmıyorlar)? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
25/57- De ki:
Ben buna karşılık sizden dileyen kimsenin, Rabbine giden yolu tutmasından başka herhangi bir ücret istemiyorum.
26/105- Nûhun kavmi de Peygamberleri yalanladı.
26/106- Hani kardeşleri Nûh, onlara şöyle demişti: Allaha karşı gelmekten sakınmaz mısınız?
26/107- Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
26/108- Artık Allaha karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
26/109-
Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allaha aittir.
26/123- Âd kavmi de peygamberleri yalanladı.
26/124- Hani kardeşleri Hûd, onlara şöyle demişti: Allaha karşı gelmekten sakınmaz mısınız?
26/125- Şüphesiz ben, size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
26/126- Öyle ise Allaha karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
26/127- Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allaha aittir.
26/141- Semûd kavmi de Peygamberleri yalanladı.
26/142- Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: Allaha karşı gelmekten sakınmaz mısınız?
26/143- Ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
26/144- Öyle ise Allaha karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!
26/145- Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allaha aittir.
26/160- Lûtun kavmi de peygamberleri yalanladı.
26/161- Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: Allaha karşı gelmekten sakınmaz mısınız?
26/162- Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
26/163- Artık Allaha karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
26/164-
Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allaha aittir.
26/176- Eyke halkı da peygamberleri yalanladı.
26/177- Hani Şuayb onlara şöyle demişti: Allaha karşı gelmekten sakınmaz mısınız?
26/178- Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
26/179- Artık Allaha karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.
26/180-
Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allaha aittir.
34/47- De ki:
Sizden herhangi bir ücret istemişsem o sizin olsun. Benim ücretim ancak Allaha aittir. O her şeye hakkıyla şahittir.
36/20- Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: Ey kavmim! Bu elçilere uyun.
36/21-
Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.
38/86- (Ey Muhammed!) De ki: Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim.
42/22- Sen zalimlerin yaptıkları şeyler tepelerine inerken bu yüzden korku ile titrediklerini göreceksin. İnanıp yararlı işler yapanlar da cennet bahçelerindedirler. Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu büyük lütuftur.
42/23- İşte bu Allahın, inanıp salih ameller işleyen kullarına müjdelediği şeydir. De ki:
Ben buna (yaptığım tebliğ görevine) karşılık sizden, akrabalıktan doğan sevgiden başka bir ücret istemiyorum. Kim güzel bir iş yaparsa, onun iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.
6/90- İşte, o peygamberler, Allahın doğru yola ilettiği kimselerdir. (Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy.
De ki: Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum. O (Kuran), bütün âlemler için ancak bir uyarıdır.
Daha yazacaklarım bitmedi ama şehir değiştirme aşamasında olduğumdan vaktim az. Daha sonra tüm hezeyanlarınıza ayetlerle yanıt vereceğim. Umarım sürekli delilsiz konuştuğunuz, 40 yılda bir delil göstermeye kalkınca da böyle saçmaladığınız, sürekli işkembeden salladığınız, sürekli laf salatası yaptığınız insanların dikkatinden kaçmıyordur. Allahın yolu atalarınızın yolu ile ters yöndedir. Hidayet rehberi Kuran'dan uzaklaşıp atalarınızın yoluna ne kadar giderseniz Allahtan o kadar uzaklaşırsınız. Yarın öbürgün atalarınız gibi nefsinizi Allah sanar saçmalarsınız.
nasipse karşılaşırız efenim..selam hidayete tabi olana.