Keşke herşeyi bu kadar incelikle eleştirebilsek.....
Ne alaka sayın çerkeş Laiklikle müslümanlık yine birbirine girmiş..:freakedout:Sevgili laik insan,
Doğarım müslümanım
çocukken müslümanım
okulda ,şte her yerde müslümanım,
ölürken insALLAH gine müslümanım,
ve sen laik insan
doğarsın laiksin
okulda laiksin
işte kamusal alanda ve her yerde laiksin
ölünce camide
musalla taşında müslümansınrv:
Anlayan anladı,sizde derken bile ırkçılık kokuyor, nimetten faydalandığım söylenemez, laik adam bana kafasına göre kırmızı çizgiler çizmiş,kurallar koymuş,kamusal alan icat etmiş, bumu demokrasi anlayışı laik adamın,Ne alaka sayın çerkeş Laiklikle müslümanlık yine birbirine girmiş..:freakedout:
Önce kavramları iyice öğrenelim sonra böyle yorumlar yazalım isterseniz..
Laiklik devletin yönetim biçimiyle ilgili hem hukuki hem de sosyolojik bir kavramdır.Dinle alakası yok yani Burası zaten Müslüman bir devlet ve müslüman bir halkız sizde bu laik demakrasinin nimetlerinden faydalanıyorsunuz bu ülkede bu yüzden rahatız,kıymetini bilelim bence...:freakedout:
Ölüm ALLAH'ın emri ondan bi şikayetim yok, benim şikayetim memleketin zencisi olmaktanEmeğine ve yüreğine sağlık güzel paylaşım
Tüm ayrımcılığa Hayır!
1.s.arabistanda kadınların araba kullanması yasak,bizde başı örtülü okumakSiyasetle dinin buluştuğu her noktada şiddet, kan, bağnazlık kendini gösterir.Laiklik Dini siyasetin dışına çıkarır ve siyaseti dünyevileştirir!...şöyle bir dünyaya bakarsak, siyasetle dinin ne kadar patlayıcı ve yıkıcı bir alaşım oluşturduğunu görürüz, mesela ıraktaki mezhep katliyamları örnek olarak gösterilebilir, sadece Irak'ta değil, Cezayir'de, Sudan'da, Nijerya'da benzer olaylara şahit olduk yada din üzerinden masum insanların yaşadıklarına şahit olduk... bu coğrafyalardaki kadınların halinden, haklarından ve durumlarından söz etmek ise komik olur...
Suudi Arabistan'da kadınlara araba kullanmayı bile yasaklayan yönetim anlayışında da din ve siyasetin bir arada tezahür etmesinden nasıl yıkıcı olduğunu görüyoruz
örnekleri çoğaltalım;
İran'da Batı filmlerini ve müziğini yasaklayan zihniyette de bir yıkım, kısıtlama görüyoruz.
Afganistan'da, Pakistan'da, burka hapishanesinde müebbeden sürgün edilen kadınların karanlığında bunu görüyoruz..hiç bir şeye hakları olmayan ve hayatı hep hapiste geçiren bu kadınlar, dinin daha doğrusu şerai yönetimin baskıcı ve jakaben yönünden başka bir şey değildir.
demokrasi isteyen yada laikliğe söz söyleme hakkı olmadığı halde söyleyip çizgilerinden yakınan şahıslara söylenecek tek söz istediği yerde istediği çizgilerde yaşama hakkının tanındığıdır..!
sık sık demokrasi diyenlere de; İslam ülkelerinde demokrasi neden zayıftır, arap ülkelerinde ise hemen hemen hiç görülmez? diye sormak gerekiyor aslında ama bildiğimiz gibi iş İslamda yada dinde değil bunu kullanarak laikliğe sırt dönüp, ülkeyi ulema üfürüklerine terk etmek isteyen zihniyettedir.
Bu güzel konuyu bile hedefinden bilerek ve isteyerek saptırıp, din-laklik eksenine sokabilmek bile laikliğin ne kadar yalnış anlaşıldığına yada hiç anlaşılmadığına delalettir.
Suç Müslümanlıkta yada dinde de değildir İslam dininin diğer dinlerden daha fazla demokrasiyi engellediğini, insan hakları bakımından kısıtlayıcı olduğunu ve bağnazlık ürettiğini sanmıyorum. Ortaçağdaki kiliseyi düşündüğümüzde bunu görebiliriz zaten..
Müslüman ülkelerin sorunu din değildir, asıl sorun, laikliğin yeteri gibi ve gerektiği ölçüde kabul görmemesidir, yalnış anlaşılması yada hiç anlaşılamamasıdır.
Siyasetle buluşan din, ideolojiye dönüşüyor, bağnazlaşıyor sonrasında ise her konuda, bu konuda olduğu gibi, meze yapılıyor.