Merhaba!
LALEH BAKHTİAR :
Hz. Muhammed, karşıtların benlik içinde bir edilmesinin spiritüel bir örneğidir. Evrenin her yanındaki tüm formların ve anlamların onun şahsında bir araya gelmesidir. Hz. Muhammed misyonu, kendinden evvel gelmiş peygamberlerin misyonlarının devamıdır.
Şimdiki siklusun son peygamberi olmasına rağmen aslında o ilk peygamberdi. Hz. Adem su ile balçık arasındayken ben yine nebi idim hadisi bu gerçeği vurgular. İlahi düşünce, tıpkı düşüncenin gerçekleştirilmesinden önce tamamlanması gibi Hz Muhammedde tecelli etmiştir. Bu yüzden Hz. Ademden önce gelmiştir. O, ilahi yaratılışın vasıtasıdır. Ben M olmaksızın Ahmedim, ben A olmaksızın Arabım, beni gören Gerçeği görmüş olur hadisiyle anlatmak istediği de budur.
Hadisin açıklaması şöyledir: M olmaksızın Ahmed, Ahad demektir yani Birlik. A olmaksızın Arab, Rab demektir yani Tanrı. Peygamber bu hadisiyle Ben Birlik ve Rabbin ta kendisiyim demek istiyor, yani yaratılışın tüm veçhelerinin içinde toplandığı Birlik ve Tanrılık hali! O bir bakıma gerçekliğin içsel veçhesini dışsal fenomenal veçhesiyle birleştiren Evrensel Prototiptir.
Bu konuda İbn-i Arabi şöyle der: Görme gücünün vasıtası olan gözbebeğiyle gözün ilişkisi ne ise, Evrensel Prototip ile Tanrının ilişkisi de odur. Çünkü Tanrı Evrensel Prototip vasıtasıyla tüm ilahi veçheler içerisindeki Benliğin bilincine varır. Evrensel Prototip, Mutlakın kendi eserlerini görmek için kullandığı Alemin Gözüdür. (Sayfa : 17-18)
B.L .P. TRENCHin görüşleri :
Hz Muhammedin yaptıkları, Hıristiyan ulusları arasında yeterince takdir edilmiş değildir. Eğer İslam alimlerinin yorulmak bilmeyen faaliyetleri olmasaydı, Grek dünyasının sönüp gidişinden sonra Rönesansın temelini oluşturan felsefenin pek azı geriye kalırdı. İslam alimleri, Avrupanın felsefe ve bilimsel araştırma için uygun bir yer olmadığı zamanda, 9. yüzyıl ila 12. yüzyıl arasında bu felsefeyi kaydedip yaşattılar. Hz. Muhammed Arap zihnini tekrar uyandırmış, Grek filozof, gökbilimci ve matematikçileri Arap düşünürleri arasında sığınacak ve barınacak yer bulmuşlardı. Avrupanın zihni, binlerce yıl süren karanlığından sıyrılma mücadelesine giriştiğinde, aydınlanmak için İslam düşünürleriyle bilim adamlarının yazılarına ve korudukları eserlere başvurmak zorunda kaldı. Hz. Peygamberin izleyicileri, Evrensel Mabuta ilişkin monoteistik kavramı sarsılmayan bir kararlılıkla, son derece saf ve orijinal biçimiyle ayakta tutmuş ve korumuşlardır. Allahtan başka Tanrı yoktur sözü, İslamiyetin batılı kulaklarda çınlayan, teslis inancına bağlı Hıristiyan teologları bile tedirgin eden çağrısıdır. (Sayfa: 18-19)
ANDREW THOMASın görüşleri :
Müslümanlar, yani İlahi İradenin kulları Arabistandan İspanyaya kadar yayıldılar. Klasik çağın kültür mirası, kısmen bunları Arapçaya çeviren ve sonra batı Avrupaya aktaran Araplar tarafından kurtarılmıştı. Bir zamanlar dünyanın tek uygar devleti, öğrencilerin tıp, matematik, astronomi ve diğer bilimleri öğrenmek için akın akın gittikleri üniversitelere sahip olan Arap İmparatorluğu idi. Karanlık çağlarda dünyada parlayan tek ışık, Hz. Muhammedin İslam ülkelerinde yaktığı ışıktı. (Sayfa: 20-21)
H.G.WELLSin görüşleri :
Hz. Muhammed, ölümünden sonra tanrılaştırılmasını önleyecek tüm önlemleri almıştır. İslamiyetin gücünü oluşturan diğer bir nokta da renk, ırk ve sosyal konumları gözetilmeksizin tüm insanların Allah huzurunda kardeş olduklarında ısrar etmesidir. (Sayfa: 23)
LAMARTİNin görüşleri :
Dünyada hiçbir insan yoktur ki Hz. Muhammed gibi yüce bir hedef benimsemiş olsun. Çünkü Yaradan ile varlık arasına sokulan dogmaları kökünden yıkmak, Allahı insana insanı Allaha iade etmek, putperestliğin çarpık ve maddi tanrılar keşmekeşi içinde akla dayalı kutsal Allah düşüncesini canlandırmak hedefi gerçekten insanüstü bir hedeftir. (Sayfa: 23-24)
Altın Çağ Bilgileri - CİLT : 2
BİLİM ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARI
LALEH BAKHTİAR :
Hz. Muhammed, karşıtların benlik içinde bir edilmesinin spiritüel bir örneğidir. Evrenin her yanındaki tüm formların ve anlamların onun şahsında bir araya gelmesidir. Hz. Muhammed misyonu, kendinden evvel gelmiş peygamberlerin misyonlarının devamıdır.
Şimdiki siklusun son peygamberi olmasına rağmen aslında o ilk peygamberdi. Hz. Adem su ile balçık arasındayken ben yine nebi idim hadisi bu gerçeği vurgular. İlahi düşünce, tıpkı düşüncenin gerçekleştirilmesinden önce tamamlanması gibi Hz Muhammedde tecelli etmiştir. Bu yüzden Hz. Ademden önce gelmiştir. O, ilahi yaratılışın vasıtasıdır. Ben M olmaksızın Ahmedim, ben A olmaksızın Arabım, beni gören Gerçeği görmüş olur hadisiyle anlatmak istediği de budur.
Hadisin açıklaması şöyledir: M olmaksızın Ahmed, Ahad demektir yani Birlik. A olmaksızın Arab, Rab demektir yani Tanrı. Peygamber bu hadisiyle Ben Birlik ve Rabbin ta kendisiyim demek istiyor, yani yaratılışın tüm veçhelerinin içinde toplandığı Birlik ve Tanrılık hali! O bir bakıma gerçekliğin içsel veçhesini dışsal fenomenal veçhesiyle birleştiren Evrensel Prototiptir.
Bu konuda İbn-i Arabi şöyle der: Görme gücünün vasıtası olan gözbebeğiyle gözün ilişkisi ne ise, Evrensel Prototip ile Tanrının ilişkisi de odur. Çünkü Tanrı Evrensel Prototip vasıtasıyla tüm ilahi veçheler içerisindeki Benliğin bilincine varır. Evrensel Prototip, Mutlakın kendi eserlerini görmek için kullandığı Alemin Gözüdür. (Sayfa : 17-18)
B.L .P. TRENCHin görüşleri :
Hz Muhammedin yaptıkları, Hıristiyan ulusları arasında yeterince takdir edilmiş değildir. Eğer İslam alimlerinin yorulmak bilmeyen faaliyetleri olmasaydı, Grek dünyasının sönüp gidişinden sonra Rönesansın temelini oluşturan felsefenin pek azı geriye kalırdı. İslam alimleri, Avrupanın felsefe ve bilimsel araştırma için uygun bir yer olmadığı zamanda, 9. yüzyıl ila 12. yüzyıl arasında bu felsefeyi kaydedip yaşattılar. Hz. Muhammed Arap zihnini tekrar uyandırmış, Grek filozof, gökbilimci ve matematikçileri Arap düşünürleri arasında sığınacak ve barınacak yer bulmuşlardı. Avrupanın zihni, binlerce yıl süren karanlığından sıyrılma mücadelesine giriştiğinde, aydınlanmak için İslam düşünürleriyle bilim adamlarının yazılarına ve korudukları eserlere başvurmak zorunda kaldı. Hz. Peygamberin izleyicileri, Evrensel Mabuta ilişkin monoteistik kavramı sarsılmayan bir kararlılıkla, son derece saf ve orijinal biçimiyle ayakta tutmuş ve korumuşlardır. Allahtan başka Tanrı yoktur sözü, İslamiyetin batılı kulaklarda çınlayan, teslis inancına bağlı Hıristiyan teologları bile tedirgin eden çağrısıdır. (Sayfa: 18-19)
ANDREW THOMASın görüşleri :
Müslümanlar, yani İlahi İradenin kulları Arabistandan İspanyaya kadar yayıldılar. Klasik çağın kültür mirası, kısmen bunları Arapçaya çeviren ve sonra batı Avrupaya aktaran Araplar tarafından kurtarılmıştı. Bir zamanlar dünyanın tek uygar devleti, öğrencilerin tıp, matematik, astronomi ve diğer bilimleri öğrenmek için akın akın gittikleri üniversitelere sahip olan Arap İmparatorluğu idi. Karanlık çağlarda dünyada parlayan tek ışık, Hz. Muhammedin İslam ülkelerinde yaktığı ışıktı. (Sayfa: 20-21)
H.G.WELLSin görüşleri :
Hz. Muhammed, ölümünden sonra tanrılaştırılmasını önleyecek tüm önlemleri almıştır. İslamiyetin gücünü oluşturan diğer bir nokta da renk, ırk ve sosyal konumları gözetilmeksizin tüm insanların Allah huzurunda kardeş olduklarında ısrar etmesidir. (Sayfa: 23)
LAMARTİNin görüşleri :
Dünyada hiçbir insan yoktur ki Hz. Muhammed gibi yüce bir hedef benimsemiş olsun. Çünkü Yaradan ile varlık arasına sokulan dogmaları kökünden yıkmak, Allahı insana insanı Allaha iade etmek, putperestliğin çarpık ve maddi tanrılar keşmekeşi içinde akla dayalı kutsal Allah düşüncesini canlandırmak hedefi gerçekten insanüstü bir hedeftir. (Sayfa: 23-24)
Altın Çağ Bilgileri - CİLT : 2
BİLİM ARAŞTIRMA MERKEZİ YAYINLARI