Siyasete çok mu daldık ne?
Bu arada dini konuları ele almaz olduk gibi.
Aslında siyaseti de din temelli yapmamız gerektiğini kabul etmeliyiz.
Eğer böyle olmassa din consensus olmaktan çıkabilir. Bu da tehlikeli bir durumdur. Yani aslında biz hep münekkid(tenkid edici) makamında olan bir görüntü verirsek eksik bir algılamaya sebep olabiliriz.
Bizim temel paydamızı olan ilkelerimizi, İslamî sistematiğimizi de zaman zaman ortaya koymalıyız. Yani eleştiriyoruz ama alternatifimiz de var, bu zihniyetlere karşıyız ama şöyle şöyle bir düzen istiyoruz; demeliyiz/diyebilmeliyiz. Görüyoruz ki sırf eleştiri olunca bir çok insan "Sadece konuşuyorsunuz. Başka alternatif mi var ki?" diye bir savunma geliştirebiliyorlar.
Neyse Biraz da dinsel konulardan bahsedelim..
Mesela şeytandan/şeytanlıktan...
Çok kısa "şeytan kıyamete kadar kovulup/lanetlenince Allah u Teala'ya "...onları saptırmak için senin doğru yolunun üstünde oturacağım.(Araf Suresi)" diyor.
Dikkat edilirse "başka yollardan" bahsetmiyor. "Senin doğru yolunun üstüne oturacağım" diyor. Doğru yol'dan kasıt ne? Allah u Teala'nın tavsiye ettiği, sistematize ettiği, razı olduğu yol, yaşam tarzı demektir. Yani müslümanları saptırmak, aldatmak, dejenere etmek, günaha sokmak için yine müslümanlığın kullanılması, yine Allah u Teala'nın doğru yolunun kullanılması, sahte islam'ın kullanılması. Nas Suresi'nde 'şerrinden sığınılan' şeytan insanlardan da olabiliyor ya; işte bu insan şeytanları bizleri "Allah u Teala'nın doğru yolu ile" saptırıyor.
Yani Büyük Şeytan amerika ile olan dostluğunu eşinin başörtülü oluşu ile gizliyor; dürüstçe siyonizmle olan işbirliğini ortaya koymuyor; israil ile anlaşma seçimlerden sonra diyerek halkı uyuttuğunu bi de beyan ediyor; hedef kitlesi olan topluluk İslam olmasına rağmen bunları bindirdiği geminin dümenini hristiyan Birliği limanına kırıyor..
Yani dürüst olmuyor. Söyledikleri ile yaptıkları farklı oluyor. İnandığını söylediği, iddia ettiği, insanların öyle olduğunu zannettiği hale göre değil ama zıddı bir sonuça göre davranıyor.
İşte şeytanlık budur.
İşte "Sığınırım Allah'a, ki o cinlerden de olabilir insanlardan da.." dememiz budur. Burada "sığınmak" da bir fiildir ve bir tarzı olmalıdır. Sığınırım demek bir lafızdan ibaret sayılmamalıdır. Bir eylem gerektirir. Yani hem "sığınırım" diyeceksin ama hem de fiilen "sığınacaksın". Bu nasıl olacak? Şeytana tekmeyi basmakla olacak. Yoksa "sığınırım insanların Rabine" deyip de gene gidip "insan şeytanları"nın yoluna destek olup teveccüh edersen çelişki oluyor..
seckince
Bu arada dini konuları ele almaz olduk gibi.
Aslında siyaseti de din temelli yapmamız gerektiğini kabul etmeliyiz.
Eğer böyle olmassa din consensus olmaktan çıkabilir. Bu da tehlikeli bir durumdur. Yani aslında biz hep münekkid(tenkid edici) makamında olan bir görüntü verirsek eksik bir algılamaya sebep olabiliriz.
Bizim temel paydamızı olan ilkelerimizi, İslamî sistematiğimizi de zaman zaman ortaya koymalıyız. Yani eleştiriyoruz ama alternatifimiz de var, bu zihniyetlere karşıyız ama şöyle şöyle bir düzen istiyoruz; demeliyiz/diyebilmeliyiz. Görüyoruz ki sırf eleştiri olunca bir çok insan "Sadece konuşuyorsunuz. Başka alternatif mi var ki?" diye bir savunma geliştirebiliyorlar.
Neyse Biraz da dinsel konulardan bahsedelim..
Mesela şeytandan/şeytanlıktan...
Çok kısa "şeytan kıyamete kadar kovulup/lanetlenince Allah u Teala'ya "...onları saptırmak için senin doğru yolunun üstünde oturacağım.(Araf Suresi)" diyor.
Dikkat edilirse "başka yollardan" bahsetmiyor. "Senin doğru yolunun üstüne oturacağım" diyor. Doğru yol'dan kasıt ne? Allah u Teala'nın tavsiye ettiği, sistematize ettiği, razı olduğu yol, yaşam tarzı demektir. Yani müslümanları saptırmak, aldatmak, dejenere etmek, günaha sokmak için yine müslümanlığın kullanılması, yine Allah u Teala'nın doğru yolunun kullanılması, sahte islam'ın kullanılması. Nas Suresi'nde 'şerrinden sığınılan' şeytan insanlardan da olabiliyor ya; işte bu insan şeytanları bizleri "Allah u Teala'nın doğru yolu ile" saptırıyor.
Yani Büyük Şeytan amerika ile olan dostluğunu eşinin başörtülü oluşu ile gizliyor; dürüstçe siyonizmle olan işbirliğini ortaya koymuyor; israil ile anlaşma seçimlerden sonra diyerek halkı uyuttuğunu bi de beyan ediyor; hedef kitlesi olan topluluk İslam olmasına rağmen bunları bindirdiği geminin dümenini hristiyan Birliği limanına kırıyor..
Yani dürüst olmuyor. Söyledikleri ile yaptıkları farklı oluyor. İnandığını söylediği, iddia ettiği, insanların öyle olduğunu zannettiği hale göre değil ama zıddı bir sonuça göre davranıyor.
İşte şeytanlık budur.
İşte "Sığınırım Allah'a, ki o cinlerden de olabilir insanlardan da.." dememiz budur. Burada "sığınmak" da bir fiildir ve bir tarzı olmalıdır. Sığınırım demek bir lafızdan ibaret sayılmamalıdır. Bir eylem gerektirir. Yani hem "sığınırım" diyeceksin ama hem de fiilen "sığınacaksın". Bu nasıl olacak? Şeytana tekmeyi basmakla olacak. Yoksa "sığınırım insanların Rabine" deyip de gene gidip "insan şeytanları"nın yoluna destek olup teveccüh edersen çelişki oluyor..
seckince