DİN NEDİR ?
Din, bireyin otokontrolünü sağlamasına yarayan bireysel gelişim çizgisidir!
Din, toplumsal huzuru ve refahı sağlamaya yarayan bir normlar bütünüdür!
Din, toplumsal sözleşme ile meydana çıkmış "devlet" kurumunu oluşturan yasalardır!
Din, dünya arenasında toplumların kültürünü oluşturan ve birbirleriyle etkileşimde yegane unsur olan, milletlere benliğini kazandıran toplulukların bir araya geldiği devletlerin politikalarını belirlediği bir çatı yapılanmadır,birleştirici ve ayrıştırıcı bir unsurdur.
Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda anlarız ki insan hayatının bütününü kontrol altına alan psikolojik ve sosyolojik bir yapıya sahip vicdani,insani ve normsal her türlü içeriğe sahip bir olgudur din.
yeri gelir yobazlık ve softalık hakim olur insanlarda bu yönüyle zehir (afyon) olarak adlandırılır. karanlık zamanların sebebi gibidir.
Yeri gelir aydınlanmanın başlangıcı ve baştacıdır. İnsanlar ve toplumlar yeni dini anlayışla uyandırılır ve uyarılırlar. Toplumlar dini önderlerinin peşine takılıp çağ açarlar,çağ kapatırlar. En büyük alimler ve filozoflar da bir dini inanca sahip olmuşlar, bir dini inancı ve anlayışı da reddetmişlerdir.
Bu günde dini tamamen reddetme onu zehir sayma gibi bir düşünce çok az insan tarafından dile getirlir.
İnsanların zorbalıkla toprak alıp toprak kaybettiği dönemlerde, fikrini ve inancını yaymanın tek yolu o ülkeyi ve toprakları ele geçirmek olduğu dönemlerde müslümanlar tarihin görüp gözetebileceği en büyük kahramanları yetiştirmiştir. savaşın hüküm sürdüğü kılıcın sözden keskin olduğu dönemlerde arabistan yarım adasında doğmuş ve gelişmeye başlamış olan bir dini ve medeniyeti yok etmek isteyenlere karşı islamiyet hızla yayılmıştır. Mute savaşında yüz bin kişilik Hiraklius ordusuna karşı üç bin kişilik islam ordusu amansız bir mücadele vermiştir ve hayatta kalmayı başarmıştır. çanakkalede yine aynı detanı son kez tekrar etmiştir. Artık savaşlar bir medeniyeti yok etme veya bir medeniyeti var edip yayma sebebinden değil tamamen ekonomik çıkarlardan ötürü çıkmaya başlamıştır ve savaşlarda bir nevi son bulmuştur. Bu çağda İslamiyet demokrasi yoluyla anlatılacaktır ve İslamiyet en büyük barış elçilerini yetiştirecektir tabi dini afyon gören azınlıklara fikirlerinden caymamaları için de bir kısım teröristler din kisvesi altında yaptıkları eylemlerle koz vereceklerdir.
Aslında yazımda dinin insan hayatındaki yerini anlatacaktım ama konu yazarken değişti biraz
Din, her çağda çağa uygun yorumlandığında farklı sonuçlar doğuran ve psikolojikmen insanın inanma arzusunu karşılayan bir maneviyat,davranış şekli ve sistemdir.
Din, bireyin otokontrolünü sağlamasına yarayan bireysel gelişim çizgisidir!
Din, toplumsal huzuru ve refahı sağlamaya yarayan bir normlar bütünüdür!
Din, toplumsal sözleşme ile meydana çıkmış "devlet" kurumunu oluşturan yasalardır!
Din, dünya arenasında toplumların kültürünü oluşturan ve birbirleriyle etkileşimde yegane unsur olan, milletlere benliğini kazandıran toplulukların bir araya geldiği devletlerin politikalarını belirlediği bir çatı yapılanmadır,birleştirici ve ayrıştırıcı bir unsurdur.
Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuzda anlarız ki insan hayatının bütününü kontrol altına alan psikolojik ve sosyolojik bir yapıya sahip vicdani,insani ve normsal her türlü içeriğe sahip bir olgudur din.
yeri gelir yobazlık ve softalık hakim olur insanlarda bu yönüyle zehir (afyon) olarak adlandırılır. karanlık zamanların sebebi gibidir.
Yeri gelir aydınlanmanın başlangıcı ve baştacıdır. İnsanlar ve toplumlar yeni dini anlayışla uyandırılır ve uyarılırlar. Toplumlar dini önderlerinin peşine takılıp çağ açarlar,çağ kapatırlar. En büyük alimler ve filozoflar da bir dini inanca sahip olmuşlar, bir dini inancı ve anlayışı da reddetmişlerdir.
Bu günde dini tamamen reddetme onu zehir sayma gibi bir düşünce çok az insan tarafından dile getirlir.
İnsanların zorbalıkla toprak alıp toprak kaybettiği dönemlerde, fikrini ve inancını yaymanın tek yolu o ülkeyi ve toprakları ele geçirmek olduğu dönemlerde müslümanlar tarihin görüp gözetebileceği en büyük kahramanları yetiştirmiştir. savaşın hüküm sürdüğü kılıcın sözden keskin olduğu dönemlerde arabistan yarım adasında doğmuş ve gelişmeye başlamış olan bir dini ve medeniyeti yok etmek isteyenlere karşı islamiyet hızla yayılmıştır. Mute savaşında yüz bin kişilik Hiraklius ordusuna karşı üç bin kişilik islam ordusu amansız bir mücadele vermiştir ve hayatta kalmayı başarmıştır. çanakkalede yine aynı detanı son kez tekrar etmiştir. Artık savaşlar bir medeniyeti yok etme veya bir medeniyeti var edip yayma sebebinden değil tamamen ekonomik çıkarlardan ötürü çıkmaya başlamıştır ve savaşlarda bir nevi son bulmuştur. Bu çağda İslamiyet demokrasi yoluyla anlatılacaktır ve İslamiyet en büyük barış elçilerini yetiştirecektir tabi dini afyon gören azınlıklara fikirlerinden caymamaları için de bir kısım teröristler din kisvesi altında yaptıkları eylemlerle koz vereceklerdir.
Aslında yazımda dinin insan hayatındaki yerini anlatacaktım ama konu yazarken değişti biraz
Din, her çağda çağa uygun yorumlandığında farklı sonuçlar doğuran ve psikolojikmen insanın inanma arzusunu karşılayan bir maneviyat,davranış şekli ve sistemdir.