Sevgili nefisetülilm;
Size inanmak isterdim ama bazı şeyler buna engel oluyor. Özellikle Kuran.
Bazı art niyetliler, Kuran varken sünnete, Peygamberin açıklamalarına ihtiyaç yok diyorlar.
Halbuki Allahü teâlâ buyurdu ki:
(Resule itaat, Allaha itaattir.) [Nisa 80]
(Resul ne emretmişse ona uyun!) [Haşr 7]
(İndirdiğim Kuranı insanlara açıkla!) [Nahl 44]
Bu ayetler kasıtlı olarak çarptırılmış ve sözleri eksik verilmiştir. Her zaman yaptığınız bir şey bu. Öncesi ve sonrasına bakarak ayetleri farklı meallerden inceleyiniz. Örneğin Haşr 7 suresi ganimetlerin pay edilmesinden bahseder ve müminlerin ganimetlerin payı konusunda peygambere itiraz etmemesi gerektiğini söyler.
Allahın dini başka peygamberin dini başka sanıyorsunuz. Allah Kuranda bir hüküm verdiyse peygamberimiz de farklı bir hüküm verebilir sanıyorsunuz.
Bazıları da, Kuran ve hadis varken, âlimlere, mezheplere uymak gerekmez diyorlar.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ümmetimin âlimlerinin farklı ictihadları, mezheplere ayrılması rahmettir.) [Nasr El-Makdısi, Beyheki]
(Âlimlere uyun.) [Deylemi]
(Âlimler, Peygamberlerin vârisleridir.) [Tirmizi]
Bunlar delil mi? Peki Kuran ne diyor?
"Kendiniz gibi bir insana itaat ederseniz, o takdirde mutlaka hüsrana uğrayanlar olursunuz." (Müminun 34)
Resulullah efendimiz, Kur'an-ı kerimde kısa ve kapalı olarak bildirilenleri açıklamasaydı, Kur'an-ı kerim kapalı kalırdı.
Kapalı veya EKSİK olduğunuza deliliniz nedir? Kuran ise tersini söylüyor.
- Kendilerine
apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır.(3/Âli İmrân, 105)
Hadis-i şerifler olmasaydı, namazların kaç rekat olduğu, nasıl kılınacağı, rüku ve secdede okunacak tesbihler, cenaze ve bayram namazlarının kılınış şekli, zekat nisabı, orucun, haccın farzları, hukuk bilgileri bilinmezdi.
Yani hiçbir âlim, bunları Kur'an-ı kerimden bulup çıkaramazdı. Bunları Peygamber efendimiz açıklamıştır. Mezhep imamları, hadis-i şerifleri açıklamasaydı, sünnet kapalı kalırdı. Sünneti, müctehid âlimler açıklamış, böylece mezhepler meydana çıkmıştır. Her Müslüman, durumuna göre, kendisine kolay gelen mezhebi seçer.
Namaz hac oruç kurban gibi her şey Ebu Cehil tarafından bile biliniyordu ve UYGULANIYORDU. Çünkü bunlar Allahın dininin eskiden gelen temelleridir. Kuranda "namaz kılın" değil "namaza devam" edin denir. "Namazı doğru kılın" da denir. Sizce neden? Tarihi belgelere baktığımızda müşriklerin de namaz kıldıklarını oruç tuttuklarını, kurban kestiklerini, kabeyi tavaf ettiklerini görüyoruz. Yani namazı peygamberimiz icad etmedi ki? O zamana kadar nasıl uygulanageldiyse şimdiye kadar da öyle uygulanagelmiştir. Sadece küçük farklılıklar vardır. Bunun sebebi de her gün yapılan bir ibadet olduğu için unutulmamasıdır bence. Yani sizin alimlerinizden dolayı değil. Ayrıca Kuranda belirtilmiyor dediğiniz her şey Kuranda mevcuttur. Namaz, kıyam, secde, rüku, abdest, oruç, kurban, hepsi var. Okumadığınız için görememişsinizdir.
Allahü teâlâ dileseydi, Kuran-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, her şey açıkça bildirilirdi. Böylece, mezhepler hasıl olmazdı. Kıyamete kadar, dünyanın her yerinde, her iklim ve şartta, her müslüman için tek bir nizam olurdu. Müslümanların hâlleri, yaşamaları güç olurdu.
Allah zaten herşeyi açıkça bildirmiştir. Aksini iddia etmek demek Kurana aykırı söylem demektir.
Bakara: 99 Gerçekten Biz sana
apaçık mesajlar indirdik ve onların gerçekliğini yoldan çıkmış olanlardan başkası inkar etmez.
Maide 15 Ey Kitâb-ı Mukaddes'in izleyicileri! Şimdi size, [kendi kendinizden] gizlediğiniz Kitab'ın birçoğunu açıklamak ve bir kısmını da bağışlamak amacıyla Elçimiz gelmiştir. Şimdi Allah'tan size bir ışık ve
apaçık bir ilahî kelâm ulaşmıştır,
Hud 6 Ve yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah'a bağlı olmasın; ayrıca O, her canlının [yeryüzünde] yaşama süresini de, [ölümden sonra] yerleşip kalacağı yeri de bilmektedir: Bütün bunlar
apaçık bir kitapta yer almış bulunmaktadır.
Nahl 103: Hiç kuşkusuz onların, Ona [bütün] bunları mutlaka bir insan öğretiyor! dediklerini pekala biliyoruz. Oysa, onların karalamak amacıyla îma ettikleri kimsenin dili bütünüyle yabancı bir dil olduğu halde,
bu mesaj [hem kendisi] açık olan, [hem de gerçeğin özünü]
apaçık gösteren Arapça bir söylemdir.
Hac 16 Bu [ilahî öğretiyi] Biz işte böyle
apaçık mesajlar şeklinde indirdik; artık (bundan böyle) Allah, [doğru yola ulaşmayı] isteyen kimseyi doğru yola yöneltecektir.
Nur 1 YÜCELERDEN indirdiğimiz,
açık ve kesin hükümlerle vazettiğimiz bir suredir bu; bu (sure)de (de)
apaçık mesajlar indirdik ki belki ders alır da aklınızda tutarsınız.
Nur 18: çünkü Allah mesajlarını size
apaçık bildiriyor; çünkü Allah, doğru hüküm ve hikmetle edip-eyleyen mutlak ve sınırsız bilgi Sahibidir!
Şuara 2 BUNLAR, kendi içinde
apaçık ve tutarlı olan ve
gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan ilahî kelâmın mesajlarıdır.
Talak 11:
Allah'ın apaçık mesajlarını size aktaran bir elçi [göndermiştir] ki iman edip doğru ve yararlı işler yapanları zifiri karanlıktan aydınlığa çıkarabilsin. Kim Allah'a inanıp doğru ve yararlı işler yaparsa, Allah onu içinden ırmaklar akan sonsuza kadar kalacakları bahçelere koyacaktır: Allah, (böylece) ona en güzel rızkı vermiş olacaktır!
Enam 114 sen onlara [de ki:] Hakikati apaçık ortaya koyan bu ilahî kelâmı size indiren O iken, [neyin doğru neyin yanlış olduğu konusundaki] hüküm için O'ndan başkasını mı arayacağım?.............
Yusuf 1 Elif-Lâm-Râ. BUNLAR, doğruyu/gerçeği apaçık gösteren, kendisi de açık olan kitabın mesajlarıdır:
Araf Suresi 3. Rabbinizin katından size indirilene uyun; O'ndan başka önderlerin/velilerin ardından gitmeyin. Ne kadar az tutuyorsunuz aklınızda, bu (öğüdü).
Bir Müslüman, kendi mezhebine göre ibadet yaparken, bir meşakkat hasıl olursa, başka bir mezhebe uyarak, bu işi kolayca yapar.Bu da Hak Teala'nın müminlere açık bir ihsanıdır, merhametidir, rahmetidir...
Allah Kuranda açıkça belirtmediği detaylarda serbest bırakmıştır.
Maide 101: SİZ EY imana ermiş olanlar! [Kesin hukukî kurallar şeklinde] açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokabilecek olan konular hakkında soru sormayın; zira, Kuran vahyedilirken onlar hakkında soru sorsaydınız, size [hukukî kurallar şeklinde] açıklanabilirlerdi. Allah, bu konuda [sizi her türlü yükümlülükten] azad etmiştir: Zira Allah, çok bağışlayıcıdır, halîmdir.
Bir kaç HADİS de var bu konu ile ilgili. Bir tanesi şudur:
Ebû Hureyre'den rivayeten Müslim'de nakledilen şu Hadis'te görülebilir: Hz. Peygamber, vaazlarından birinde şöyle dedi: Ey ümmetim! Allah size haccı farz kıldı: öyleyse onu ifa edin. Bunun üzerine birisi sordu: Her yıl mı, ey Allah'ın Rasûlü? Hz. Peygamber sesini çıkarmadı; adam soruyu iki defa daha tekrarladı. Sonra Hz. Peygamber şunları söyledi: Eğer evet deseydim [haccı her yıl ifa etmek] üzerinize farz olurdu: ve bu da şüphesiz gücünüzün üzerinde bir şey olurdu. Değinmeden bıraktığım konular hakkında bana soru sormayın; nitekim sizden önce, peygamberlerine çok soru sordukları ve sonra da [onların öğretileri üzerinde] anlaşmazlığa düştükleri için helak olmaya kadar giden toplumlar vardır. O halde, size herhangi bir şeyi emredersem onu gücünüzün yettiği kadar yapın ve size bir şeyi de yasaklarsam ondan uzak durun. Bu Hadisi yorumlayan İbni Hazm şunları söyler: Bu Hadis, dinin bütün kurallarını (ahkâmu'd-dîn) baştan sona içine alır -Hz. Peygamber'in ne emrederek ne de yasaklayarak hiç sözkonusu etmediği şeyler serbest bırakılmış (mübâh) demektir, yani, ne yasaktır, ne de zorunludur; emrettiği şeyler zorunludur (farz), yasakladığı şeyler ise gayrimeşrudur (harâm); ve bize yapılmasını emrettiği şeyler yalnızca gücümüz ölçüsünde bizi bağlayıcıdır (Muhallâ I, 64). Ancak unutulmamalıdır ki Peygamber terimi, bu bağlamda Kuran'ı ifade eder, çünkü Kuran'ın mesajı Hz. Peygamber aracılığıyla insanlığa iletilmiştir.