Şili bize öğretiyor ki, asolan bayrağı çıkan tabutların üstüne serip hamaset edebiyatı yapmak değil, önemli olan madenciyi sağ çıkarabilmek ve bayrağı o zaman ortaya çıkarmak.
Tüm dünya Şili’deki madencilerin 69 gün süren esaretlerinden sonra başarılı bir şekilde kurtarılmalarını izliyor. Dünyanın en önemli haber kanalları madencilerin yeryüzüne çıkışını canlı yayında yayınlıyor. Sadece BBC gelişmeleri 24 muhabiriyle takip ediyor. Ve göçükten çıkan tüm madenciler ellerinde Şili bayrakları ile güneşe merhaba diyorlar.
Aslında bayrak konusunda Şili ile aynı yerdeyiz. Biz de göçükten çıkan madencileri bayraklar ile karşılıyoruz. Ama tek bir fark ile, biz bayrağı tabutlarının üstüne seriyoruz. Ve Şili bize öğretiyor ki, asolan bayrağı çıkan tabutların üstüne serip hamaset edebiyatı yapmak değil, önemli olan madenciyi sağ çıkarabilmek ve bayrağı o zaman ortaya çıkarmak. Yoksa bir tabutun üstündeki bayrak değer kazanmıyor, aksine bayrak yine bir suçu örtmek için kamuflaj olarak kullanılmış oluyor.
17 Mayıs’da Zonguldak’ta meydana gelen göçükte 30 işçi hayatını kaybetti. 28’inin tabutunu bayraklarla çıkarttık. İki madencinin daha cesetlerini daha çıkaramadık yerin altından. Oysa ki biz dünyanın en eski kömür imalatçılarından biriyiz. Osmanlı’dan beri Zonguldak’ı kara elmas yaşatmaya çalışıyoruz ama yüzyıllık geçmişimize rağmen, göçükteki madencileri yaşatmayı başaramıyoruz.
Şili bugün bize kaderi öğretiyor. Madencinin kaderinde kurtarılmanın da olabileceğini öğretiyor. Kaderi yeniden yorumlamamız, gerektiğini öğretiyor. Ya da istersek yeniden kolaya kaçabiliriz, Şili’deki madencilerin göçükten kurtarılmaları sadece kaderdir diyebiliriz. Şili’deki insanüstü hikayenin Oscarlık senaryosunu önümüzdeki sezon sinemalarda izlerken, bu hikaye Oscar’ı alırken de bunun bir kader olduğunu söyleyebiliriz.
Çok sorun değildir bu ülkede yaşamak. Bayrak her ihmali örter, kader her suçu açıklar.
dipnot.tv
Tüm dünya Şili’deki madencilerin 69 gün süren esaretlerinden sonra başarılı bir şekilde kurtarılmalarını izliyor. Dünyanın en önemli haber kanalları madencilerin yeryüzüne çıkışını canlı yayında yayınlıyor. Sadece BBC gelişmeleri 24 muhabiriyle takip ediyor. Ve göçükten çıkan tüm madenciler ellerinde Şili bayrakları ile güneşe merhaba diyorlar.
Aslında bayrak konusunda Şili ile aynı yerdeyiz. Biz de göçükten çıkan madencileri bayraklar ile karşılıyoruz. Ama tek bir fark ile, biz bayrağı tabutlarının üstüne seriyoruz. Ve Şili bize öğretiyor ki, asolan bayrağı çıkan tabutların üstüne serip hamaset edebiyatı yapmak değil, önemli olan madenciyi sağ çıkarabilmek ve bayrağı o zaman ortaya çıkarmak. Yoksa bir tabutun üstündeki bayrak değer kazanmıyor, aksine bayrak yine bir suçu örtmek için kamuflaj olarak kullanılmış oluyor.
17 Mayıs’da Zonguldak’ta meydana gelen göçükte 30 işçi hayatını kaybetti. 28’inin tabutunu bayraklarla çıkarttık. İki madencinin daha cesetlerini daha çıkaramadık yerin altından. Oysa ki biz dünyanın en eski kömür imalatçılarından biriyiz. Osmanlı’dan beri Zonguldak’ı kara elmas yaşatmaya çalışıyoruz ama yüzyıllık geçmişimize rağmen, göçükteki madencileri yaşatmayı başaramıyoruz.
Şili bugün bize kaderi öğretiyor. Madencinin kaderinde kurtarılmanın da olabileceğini öğretiyor. Kaderi yeniden yorumlamamız, gerektiğini öğretiyor. Ya da istersek yeniden kolaya kaçabiliriz, Şili’deki madencilerin göçükten kurtarılmaları sadece kaderdir diyebiliriz. Şili’deki insanüstü hikayenin Oscarlık senaryosunu önümüzdeki sezon sinemalarda izlerken, bu hikaye Oscar’ı alırken de bunun bir kader olduğunu söyleyebiliriz.
Çok sorun değildir bu ülkede yaşamak. Bayrak her ihmali örter, kader her suçu açıklar.
dipnot.tv