Tarafsızlık, TDK sözlüğünde; tarafsız olma durumu, yansızlık, bîtaraflık olarak tarif edilmektedir. Mehmet Doğanın Büyük Türkçe sözlüğünde de; tarafsız olma hâli, hiçbir tarafı tutmama, bîtaraflık, taraf tutmama şeklinde manalandırılmaktadır.
Fikret Başkaya : Tarafsızlık, büyük bir safsatadır. der. Haklıdır Başkaya bu söyleminde. Ercüment Özkan da : Bîtaraf olan bertaraf olur. der. Şüphesiz Özkan da sonuna kadar haklıdır.
Tarafsızlık -olsa bile- hem iyi bir hâl değil, hem de imkân dâhilinde olan bir şey değildir.
İyi bir hâl değildir. Çünkü insanların tarafsızlıkla kastettikleri şey, iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin, hak ile bâtılın, adalet ile zulmün ortasında kalmak, iki şeye eşit mesafede durmaktır. Bu durum, istenebilir bir durum değildir. İstenebilir bir durum olmadığı gibi mümkün de değildir. Öyle ya, yukarıda zikredilen unsurların tam ortasında nasıl durulabilir. İyi ve kötüyle de ünsiyet kurabilme özelliğiyle muttasıf bir varlık olan insan nasıl ortada durabilir? Böyle olunca, iyilik ve kötülük bir mıknatıs gibi insanı kendisine çekecektir.
Tarafsız olduğunu iddia etmek, solda sıfır olduğunu iddia etmektir. Böyle bir konumda olmanınsa varlık ve yokluk bağlamında değeri aynıdır. Tarafsız olduğunu iddia etmek, varlığa bir hakarettir.
Bu durum adalete aykırı, adalete zulümdür. Zira yapılması gereken kötüye karşı iyinin, çirkine karşı güzelin, bâtıla karşı hakkın, zulme karşı adaletin tarafını tutmaktır.
Taraf tutmalı insan. Adaletin tarafını tutmalı. Ki, doğası itibarıyla taraf tutar ve tutmak zorundadır da. Bu manada taraf tutmak, adaletsiz davranmak değil, adaletli davranmak demektir. İnsan olmanın gereğidir taraf tutmak. Bu yönüyle tarafsızlık gayr-i insani bir kavramdır ve insan fıtratına da aykırıdır.
Tarafsız olduğunu iddia eden insan, ölçüsüz ve ilkesiz insandır. Bir tarafı olmayanın hiç tarafı olmaz. Hiç tarafı olmayanın hiç ölçüsü olmaz. Ölçüsü olmayanın yönü, yönü olmayanın istikameti, istikameti olmayanın hedefi, hedefi olmayanın menzili olmaz.
Aslolan hakkın tarafını tutarak adaleti ayağa kaldırmaktır. Tarafsız olduğunu iddia eden kişi, zalime de mazluma da eşit mesafede durup adaletli davrandığını düşünerek büyük bir yanılgıya düşmektedir. Oysa tarafsız olmak, erdem değildir. Erdem, kim ve ne olursa olsun mazlumun ve adaletin tarafında/yanında yer almaktır, tarafsız kalmak değil.
Yukarıdaki söylemler, tarafsızlığın olduğu varsayımı üzerine söylenmiş şeylerdir. İnsan, ünsiyet kurabilen bir varlıktır. Tabiatı icabı durum budur. Böyle bir tabiata sahip varlığın taraf tutmadan durması mümkün değildir.
Tarafsız olduğunu iddia etmek, yer çekimi kanunu inkâr ederek havada kalacağını iddia etmekle eşdeğerdir. Böyle bir şeyse mümkün değildir.
Bu yönüyle tarafsızlık, büyük bir safsatadır!
sizce tarafsızlık nedir desem taraf olmadan neler yazarsınız arkadaşlar merak ediyorum
bir arkadaşımın sözü gibi haksızlıklar karşısında taraf olmayan zaten bir taraf tutmuştur
iyi forumlar
KAYNAK:anlamak.com
Fikret Başkaya : Tarafsızlık, büyük bir safsatadır. der. Haklıdır Başkaya bu söyleminde. Ercüment Özkan da : Bîtaraf olan bertaraf olur. der. Şüphesiz Özkan da sonuna kadar haklıdır.
Tarafsızlık -olsa bile- hem iyi bir hâl değil, hem de imkân dâhilinde olan bir şey değildir.
İyi bir hâl değildir. Çünkü insanların tarafsızlıkla kastettikleri şey, iyi ile kötünün, güzel ile çirkinin, hak ile bâtılın, adalet ile zulmün ortasında kalmak, iki şeye eşit mesafede durmaktır. Bu durum, istenebilir bir durum değildir. İstenebilir bir durum olmadığı gibi mümkün de değildir. Öyle ya, yukarıda zikredilen unsurların tam ortasında nasıl durulabilir. İyi ve kötüyle de ünsiyet kurabilme özelliğiyle muttasıf bir varlık olan insan nasıl ortada durabilir? Böyle olunca, iyilik ve kötülük bir mıknatıs gibi insanı kendisine çekecektir.
Tarafsız olduğunu iddia etmek, solda sıfır olduğunu iddia etmektir. Böyle bir konumda olmanınsa varlık ve yokluk bağlamında değeri aynıdır. Tarafsız olduğunu iddia etmek, varlığa bir hakarettir.
Bu durum adalete aykırı, adalete zulümdür. Zira yapılması gereken kötüye karşı iyinin, çirkine karşı güzelin, bâtıla karşı hakkın, zulme karşı adaletin tarafını tutmaktır.
Taraf tutmalı insan. Adaletin tarafını tutmalı. Ki, doğası itibarıyla taraf tutar ve tutmak zorundadır da. Bu manada taraf tutmak, adaletsiz davranmak değil, adaletli davranmak demektir. İnsan olmanın gereğidir taraf tutmak. Bu yönüyle tarafsızlık gayr-i insani bir kavramdır ve insan fıtratına da aykırıdır.
Tarafsız olduğunu iddia eden insan, ölçüsüz ve ilkesiz insandır. Bir tarafı olmayanın hiç tarafı olmaz. Hiç tarafı olmayanın hiç ölçüsü olmaz. Ölçüsü olmayanın yönü, yönü olmayanın istikameti, istikameti olmayanın hedefi, hedefi olmayanın menzili olmaz.
Aslolan hakkın tarafını tutarak adaleti ayağa kaldırmaktır. Tarafsız olduğunu iddia eden kişi, zalime de mazluma da eşit mesafede durup adaletli davrandığını düşünerek büyük bir yanılgıya düşmektedir. Oysa tarafsız olmak, erdem değildir. Erdem, kim ve ne olursa olsun mazlumun ve adaletin tarafında/yanında yer almaktır, tarafsız kalmak değil.
Yukarıdaki söylemler, tarafsızlığın olduğu varsayımı üzerine söylenmiş şeylerdir. İnsan, ünsiyet kurabilen bir varlıktır. Tabiatı icabı durum budur. Böyle bir tabiata sahip varlığın taraf tutmadan durması mümkün değildir.
Tarafsız olduğunu iddia etmek, yer çekimi kanunu inkâr ederek havada kalacağını iddia etmekle eşdeğerdir. Böyle bir şeyse mümkün değildir.
Bu yönüyle tarafsızlık, büyük bir safsatadır!
sizce tarafsızlık nedir desem taraf olmadan neler yazarsınız arkadaşlar merak ediyorum
bir arkadaşımın sözü gibi haksızlıklar karşısında taraf olmayan zaten bir taraf tutmuştur
iyi forumlar
KAYNAK:anlamak.com