Adrasan mı? Bir daha belkii... Evet adrasan ile ilgili herşey bu yazı da.. Adrasan 'a yaptığım kısa geziden sonra gelir gelmez bu yazıyı yazmak istedim. Gidecek olan arkadaşları bilgilendirmek istedim.
1 hafta adrasana yeter de artar bile.. Öncelikle gitmeden önce mutlaka tavsiye üzerine gitmeye karak verdiğinize eminim. Zaten başka türlüde olamaz, pek reklamı falan yok. Gideceğiniz yer ile ilgili size söylenenler genel de şunlar olur. "Çok sessiz, sakin, kafa dinleyeceğiniz, el değmemiş, ilkel(baya ilkel) bir yer. Çok seveceksin, denizi muhteşem bir yer." Bu söylenenler de yalan yok, doğru ama aynı zaman da çok can yakabilecek bir yer. Tabii bu dediğimi biraz açmak lazım. Öncelikle adrasana gittiğinizde aracınız varsa, olaya 1-0 önde başlıyorsunuz. Araçsız gidenleri daha can yakıcı anlar bekliyor

Genel de yapılan en büyük yanlış; adrasan da belli bir yere kapağı atıp oradan başka yerleri gezmemek, görmemek. Biz ise şunu yaptık. Birçok pansiyon ya da oteli gezip odalarını grmek istedik. Sahipleri ile oturup bir çaylarını içip muhabbet ettik. Onları dinledik. Yerlisinin ağzından da, yabancı işletmecisinden de..
Öncelikle adrasan bir körfez ve 3 bölgeye ayrılıyor. Denizden bakıldığında en soldan orta kısıma kadar sosyete diye tabir edeceğimiz, güzel otellerin ve restaurant'ların bulunduğu bir kısım(Rahat bölge diyeceğim), sonra orta kısımdan sağ taraftaki dereye kadar pansiyonların bulunduğu fakir mekanı(Survivor mekanı diyeceğim) ve derenin sağ tarafı varoşlar(Fear Factor mekanı diyeceğim)
| -- Rahat Bölge -- | -- Survivor Kısmı -- | -- DERE -- | -- Fear Factor Kısmı -- |
| -------------------------------------------- DENİZ ---------------------------------------------- |
Genelde cadırların bulunduğu yaşama şartlarının fear factor'e benzediği bölge. Deniz de bu duruma ayak uydurmuş durumda, yani sağ taraftan(Fear Factor mekanından) sol tarafa doğru (Rahat mekana) deniz içindeki ve dışındaki(kumsal) taşlıktan kum'a doğru dağılmış. Tabii taşlık olsun ne olacak diyebilirsiniz. Öyle böyle taşlık değil, çıplak ayak ile denize girerken ve çıkarken hatta yürürken ciddi manada ayaklarınız acıyacak hatta yaralanmalar yaşabilirsiniz

) Terlik parçalama bölgesi bile denebilir buralara.

) Denizine diyecek birşey yok çünkü gerçekten tatili kurtaran tek bölge burası oluyor.

Deniz olayında akıntı sağ taraftan sol'a doğru akıyor. Bu sebeple sağ taraf daha serin ve berrak kalıyor.(Fakat serinlik farklı az yani belirgin bir fark yok) Berrak'lık olarak farkı oluşturan ise, derenin denize akmasından dolayı, ilginç bir yosun türünü denize karıtırıyor. Dereciğimiz sağ tarfta Survivor ile FearFactor bölgesini ayırdığı için ve akıntıda sağdan sola doğru olduğu için dere içeriğindeki maddelerle sol tarafta(Rahat bölgede) karşılaşma olasılığınız fazla..
Çünkü şöyle düşünün bu dere üzerinde birçok pansiyon, müşterilerine oturma yeri sağlıyor. Dolayısı ile yapılan temizlik bu dereye karışıyor bu da abartılacak bir kirlilik olmasada denize bulaşıyor. Ama dediğim gibi denizi o derece kirletmiyor. Kafanızda öyle bir görüntü oluşmasın..
Öncelikle en temel bilmeniz gereken, adrasanın %80'inin akraba olduğu, yani kaldığınız yerden, yemek yemeğe gittiğiniz restaurant'tan, bindiğiniz taksi'ye kadar hatta aktiviteye katılırsanız tekne sahiplerinden marketlere kadar hepsi ya dayı, ya amca, ya hala, ya teyze çocuğu

Yani akrabalar.. Bu sebeple yabancı işletmeleri pek dillendirmiyor, aralarına almak istemiyolar ve sizi hep akrabaya yönlendiriyorlar. Zaten yabancılara da mal satarken ya da herhangi birşey de zorluk çıkarıyorlar ya da pahalıya satıyorlar. %80'i akraba olduğu için her sene belediye çalışanları da kendilerinden biriler oluyor.(Kendilerinden olan kazanıyor. Çünkü ona göre birlik oluyorlar. Kendilerini tutacak kişileri seçiyorlar.) Bu sebeple, şunu söyleyebilirim ki, zerre kadar çevreye hizmet etmiyor belediye. Bu zaman kadar toz toprak olan yollar daha yeni asfalt yapılıyor. Sanırım bu sezona yetişmez. Çünkü sürekli erteleniyor. En basiti ne yollarına güzel kaldırım, güzel çiçeklendirme, ışıklarını bile değiştirmiyorlar. Akşamları koy boyunca yürümek istediğinizde sizi zifiri karanlık bir yol bekliyor. Tabii geçen arabaların yoldan kaldırdığı tozları bolca yutarak.
Geleim kalma yerlerine, öncelikle pansiyon fiyatları belli, hepsinde aşağı yukarı aynı. 5 TL fark var. Tabii şunu unutmayın. 5 TL fark hizmette ya da kaldığınız pansiyonun temizliğinden tutunda kalitesinde aynı şekilde ufak bir fark göstermiyor. Tam tersi arasında uçurum var. Şöyle anlatayım. 45 TL 'ye kaldığınız mekan dere üstünde etraftan toplanarak 2 çivi ile çakılmış, altından yosunlu suların aktığı, sudan 2 m yüksekte bir pansiyon olurken, 50 TL'ye dereye sıfır yükseklikte, altındana geçen suyun temizliğinin yapıldığı, suyun üstünde hamak ile sallanabileceğiniz, oturduğunuz salıncaktan ayağınızı uzattığınızda suya bıcı bıcı yapabileceğiniz bir pansiyon şeklinde bir kaliteli tatile dönüşebiliyor. Ayrıca 45 TL olan da o gün pişirilen yemek neyse ona talim ederken, 50 TL olan da var olan bir menüden istediğiniz yemeği yiyebiliyorsunuz. Tüm bunlar düşünüldüğünde 5 TL'lik bir farkın kalitede oluşturduğu uçurumu anlayabilmişsinizdir. Diye düşünüyorum. Hatta bazen, müşterisine göre

kalitesi düşük olan diğerinden daha pahalıya gelebiliyor. Siz anladınız orasını

Bunun için oraya ilk gittiğinizde kaldığınız yerde bir gece geçirip size sundukları hizmeti ve ortamı tanıyın ve ikinci gün mutlaka diğerlerinin de ortamını, sunduğu hizmeti ve mekanlarını görün. Çekinmeden konuşun ve arasında kıyaslayın ve size daha iyi gelirse düşünmeden geçin. Ne de olsa akrabalar birşey değişmeyecektir.

)
Tabii akraba olmayan yerler de var. Yani yabancı işletmeciler(yabancıdan kastım, yerli halktan olmayan, şehir görmüş kişiler

) Bu kişilerin işlettiği yerler rahat bölge de kalırken, biraz daha fiyat yükseliyor. Şöyle ki pansiyonlar 45 TL'den başlayıp 60 TL'ye çıkarken, yabancı işletmecilerin yerleri 60 TL'den başlayıp en son 120 TL'ye kadar çıkıyor. Fakat şu konuda kesin konuşuyorum. Ödediğiniz kadar hizmet ve mekan kalitesi alıyorsunuz. Yani paranız boşa gitmiyor. Çünkü bu kişiler gerçekten hizmet ve insanları rahat ettirmek için uğraşıyorlar. Kazandıkları para ile daha konfor sağlıyorlar. Diğerlerinde bu amacı görmek gerçekten zor. Çünkü öncelikle işletmecide bu kaliteyi görmek lazım. Neyse dediğim gibi bu lüks mekanlarıda 2. gün pansiyonları gezip gördükten sonra gezin görün derim. Zaten adam gibi pansiyon ve motel toplam da 10 'u geçmez. 5 pansiyon 5 motel gezmek pek zamanınızı almaz. Hatta dışından baktığınız da bile farkı hissedeceksiniz.

Hepsini gezip, işletmecileri ile konuşan biri olarak, size bu konuda isim vermek isterdim. Fakat böyle birşeye burada gerek yok. Zaten göreceksiniz. Etrafınızdaki kaliteli insanlarla muhabbet edin. Kaldıkları yerleri sorun, eksiklikleri ve ya artılarını öğrenin. Bir mekanın iyi olup olmadığını, ya da kaliteli insanların gelip gelmediğini en iyi anlayacağınız bir diğer yöntem de, otoparkındaki arabaların kalitelerine bakın.

Bu size gayet açık bir fikir verecektir. Genel de insanların kaldıkları yerleri hakkında fikir edinebileceğiniz ve muhabbet edebileceğiniz en iyi yer tekne turlarıdır.
Adrasanın belkide eleştirsel yorum yapamayacağım tek bölgesi, denizi.. Gerçekten denizi çok güzel, özellikle koylar harika, bildiğiniz doğal havuz, bu konuda kesin ve ciddi şekilde söylüyorum. Havuz parlaklığında ve netliğinde koylar göreceksiniz. Tropikal adalardaki gibi. Bu koyları görmek isterseniz katılabileceğiniz tekne turları var. 2 yön bulunmakta, "Sulu ada yönü" bi de "Olympus yönü" ikiside süper !! Arka arkaya ikisine de katıldım. Gerçekten unutamayacağım bir güzellikti. Bu konuda sizi yönlendirebileceğim kişi oranın yerli halkından biri olan "Ramazan Kaptan" ona gidin. Gerisini düşünmeyin

İsim vermek istemiyordum ama bu konuda zaten tek isim olduğunu düşünüyorum.
Aktivite olarak; bahar aylarında "traking" var. Yazları sıcak olduğundan dolayı yok. Tekne turu(35 TL), yamaç paraşütü(150 TL), rafting(70 TL), dalış(50 TL), balık avı(150-200TL) var. Denizde muz'da var fakat pek tavsiye etmem. Suyun üstünde gezindirmekten başka bişi yapmıyor. Su kayağıda var ama baya uğraşabilirsiniz. Kendinize güveniyorsanız denemenizi öneririm. Dalış güzel ve birkaç gün sonrasına ancak sıra alabiliyorsunuz. Gerçekten yoğun talep görüyor. Dediğim gibi koyları güzel olunca o da değerli oluyor. 35m 'de yüzmüş biri olarak tabanı da görmek isterdim ama onun için zamanım olmadı.

Denk gelirseniz(günlük belirleniyor dalış mekanı, hava şartlarına göre yola koyulmadan önce) mağara dalışları da var.
Deniz canlılarına gelirsek; yörenin en değerli balığı lagos, ayrıca barbun, levrek ve palamut çıkıyor. Ayrıca kılıç balığı da bulunuyor. Dalışlarda anlık bile olsa fok görme şansınız var. Az da olsa ortamda mevcut, özellikle gece balık avlarında etrafınızda dönüyor ve sudan çıkıp hava alırken sesini duyuyorsunuz.

Ayrıca deniz kaplumbağaları da bolca bulunuyor. Tekne turu yaparken suyun üstünde insan sırtı büyüklüğünde birşey görürseniz ve bu hemen dibe kaçarsa bilin ki bu deniz kaplumbağasıdır. Sahilde Rahat bölge de gözlük ile kıyıdan 30-40 m açıkta sağa sola doğru gezinir ve gözlükle dalarsanız 3-4 tanesi ile karşılaşabilirisiniz. Onlar gibi kollarınızı hareket ettirip(kurbalama yüzme) çırpınmadan yüzerseniz, onları ürkütmeden yakınlaşabilir(dalmayın) onları suyun içinde izleyebilir ve onlar ile suda gezinebilirsiniz. Denizdeki yosunları yemek için sahile yaklaşıyorlar bu sebeple o alanlarda karşılaşma olasılığınız yüksek

Son günüm de karşılaştığım bir yavru kaplumbağa ile çok uzun bir süre yüzdükten sonra beslendiği bir anda ürkütmeden ve yavaşça dalarak yanına yaklaşmayı denedim. Sürekli kaçmalarına rağmen bu sefer benden kaçmadı ve iki kere dalarak kabuğunu ve hatta başını sevmeme izin verdi. Bu da ben de güzel bir anı olarak kaldı diyebilirim.

)
Akşamları kordon yok ve gezecek böyle incik boncukcu yok. Buna hazırlıklı olun. Fakat Sahilde en sağ tarafta çok güzel bir cafe var. Aynı zamanda bir pansiyonunda sahipleri fakat gelen insanların kalitesi yönünden çok beğendim. Hizmet ve kalite de de müşterilerine her türlü yardımı ve özeni gösteriyorlar. Öğle yemeklerinde, akşam muhabbetlerinde katılabileceğiniz bir ortam. Disko benzeri bir yer bu sene için yok. Bar ise sadece 1 tane var. Açıkçası oraya da girme ihtiyacı duymadım. Bu konuda size olympus'u önereceklerdir. Adrasan'ın tersi olarak bahsedilen mekan orası. Fakat size çok abartılı anlatılacaktır. Umduğunuzdan farklı bir mekanla karşılaşabilirsiniz. Mutlaka partnerli olarak gidin. Aksi halde kapıya koydukları insan siluyeti bürünmüş varlıklar sizi içeri almayacaktır. Ya da kaldığınız mekanın aracılığı ile gidin. Yani sizi yönlendireceklerdir. Fakat abartıldığı kadar bi yer değil bunu unutmayın. Her türlü partner arayışının açık olduğu, yabancıların hava da kapıldığı bir mekan. Açıkçası erkeklerin bayanları Fast Food olarak gördüğü bir mekan. Bu konuda itirazı olmayan bayanlarında çoğunlukta olduğu bir yer. Birileri ile tanışma olasılığınızın yüksek olduğu bir mekan.

Yanlız başınıza da kalma olasılığınızın yüksek olduğu bir yer.

)
Peki adrasandan olympus 'a nasıl gidilir? İşte bu konuda size süper önerilerde bulunacağım.

) Olympus adrasan 'dan 13-15 km uzakta bulunuyor. Aracınız varsa tek dikkat etmeniz gereken yollar biraz bozuk ama sorunsuz gider. 4 'te kapanış ile gelir ya da orada misafir olabilirsiniz.

Eğer aracınız yoksa mecburen taksilere kaldınız demektir. Onlarda kaldığınız yeri işleten kişinin akrabası olduğu için sizi bekliyor olacaklardır.

60 TL gibi bir fiyat vereceklerdir. Fakat 50 TL'ye düşeceklerdir. Korkmayın bu sadece gidiş değil, gidiş - dönüş fiyatıdır. Arıyorsunuz sizi gelip alıyorlar. Fakat dediğim gibi kaldığınız yerin kalitesine göre(ki pansiyonlarda böyle bir hizmet göremezsiniz) sizi araçları ile götürüp, eğlenceniz sonunda getiren oteller ile bu yolunmaktan kurtulabilirsiniz.

)
İçeçek-içki konusunda adrasan taksim'den farksız !! Olympus ise adrasanın 2 katı !! Eğlence mekanına giriş ücretiniz 10-20 TL, 1 içki ücretsiz(istediğiniz bir tanesi) fakat ekstra içtiğiniz her şey ayrı hesaplanıyor ve 10 TL(Bira) - 15 TL 'ye kadar çıkıyor. Evet biliyorum gözleriniz yerinde fırladı ama durum böyle.. Yani adrasandan olympus 'a olan bir eğlence turu size yol parası dahil, 50(yol) + 20(giriş) + 30(2 içki) = 100 TL'ye malolacaktır. !!! Orada kalmaya kalkarsanız, ayrıca sizi yolacaklardır. Çünkü kalma ücretleride adrasandan pahalıdır. Genel de orada tavlayıp, içirip, eğlenip partnerleri adrasana getirirler.
Tüm olup biten bu işte bu sebeplerden ötürü, bir giden bir daha oraya gitmeyi düşünmüyor. Adrasan kendini bodrum, fethiye, didim vs.. gibi yerler ile bir sanıyor. Ona göre de turist olsun ya da olmasın yolmaya çalışıyor. Çünkü adrasanlılar zaten oradan dışarı hayatlarında çıkmamışlar, görmemişler. Görenleri de apache olmuş.

) Zaten diğerlerini parmaklarında oynatıyolar..
Peki güzel şeyleri görmek için adrasana gitmek istesek, diğer şehirlerden nasıl gideceğiz? Eğer aracınız varsa, zaten atlar tabelalara baka baka gidersiniz. (Afyon'da sucuğunuzu yemeği unutmayın !) Aracınız yoksa bir otobüs firması ile antalya otogar'a gideceksiniz. (Bazı firmalar adrasan'a kadar gidiyor !) Diyelim ki antalya ya geldiniz. Otobüs ya da uçakla. Antalya da otogar'dan adrasan arabaları kalkıyor bunlara bineceksiniz. 10 TL 'ye sizi 95km - 2saat süren bir yolculuğa çıkaracaklar. Ardından Adrasan sapağında anayolda sizi bırakacaklar. Bıraktıkları yerde il trafik müdürlüğü(yanlış hatırlamıyorsam) göreceksiniz. Yanındaki durakta oturup bekleyeceksiniz. Adrasan'a kadar giden otobüs firmalarıda buraya kadar getiriyor. Orada ister duraktaki taksi kartlarıdan taksi çağırırsınız ister dolmuş beklersiniz seçim size kalmış. Fiyatlar ise şöyle taksi 25 TL, dolmuş 5 TL

Şaka gibi dimi !! Dolmuş beklemenizi öneririm. Yarım saatte bir geçiyor.. Böylece adrasan'a gelmiş olursunuz. Dönüşte ise sahilde sizi bu ana yol'a kadar getiren aynı dolmuşlara biniyorsunuz. Saatte bir kalkıyor. Ana yol'a gelince antalya ya giden araçlar sizi oradan alıyor. Yani size göz kırıyor sizde koşuyorsunuz.

) Antalya otogarında, medeniyete kavuşuyorsunuz.. Yani Antalya adrasan dolmuş ile; 15-20 TL..
Eğer adrasan da, sabit kalır. Gezmez, fikir edinmezseniz 150 TL'ye taksi ile bile antalya ya giderken kendinizi bulabilirsiniz. Benden söylemesi.. Kalacak mekan olsun, ulaşım olsun. çekinmeyin sorun ama adam gibi görünenlere sorun. Kendinizi yoldurmayın !!
Adrasan Düşünen Herkese İyi Tatiller..
Ben bundan sonra sadece yolumun üzerinde ise 2-3 gün konaklar geçerim.

)