DEDİLER Kİ
Duvarlara ördüm fikirlerimiYazayımmı dedim yazma dediler
Ölmeden ölüpte kendi kabrimi
Kazayımmı dedim kazma dediler
Hak yolundan çıkıp çizgiden taşma
Mevkiini öğren haddini aşma
Yürünecek yerde hızlanıp koşma
itaatsiz olup azma dediler
ibret al arıdan çiçekten gülden
Kendinde yok ise bekleme elden
Bir yerde karar kıl çalma hertelden
Artık bir meyve ver tozma dediler
Bilince kabul et örtme hatanı
Afvetme dinini pula satanı
Köprü et yarına medfun atanı
Yapıcı ol hanı bozma dediler
Dostların cürmünü deme yüzüne
Elin kanda olsa bağlan sözüne
Dedi kodu bulaştırma yazına
İkaz edenlere kızma dediler.
MEMLEKET KUŞLARI
Memleket kuşları heryılGeçer gider yurdumuzdan
Kana kana soğuk suyun
içer gider yurdumuzdan
Yuva yapar çalı çırpı
Yavrusunu alır kirpi
Atlar zirveleri sarpı
Göçer gider yurdumuzdan
Çekirgenin özelini
Danelerin kızılını
Eşlerin en güzelini
Seçer gider yurdumuzdan
Yuvalarını bozarsak
Analarını üzersek
derilerini yüzersek
Kaçar gider yurdumuzdan
Tekrar geri gelmek için
Bizleri dost bilmek için
Yavrusuyla gülmek için
Uçar gider yurdumuzdan
Er Mektubu...
Dilberler içinde bir güzel gördümGözleri kömüre sürülmüş gibi
Onu çok ayrı ve pek özel gördüm
Kainat kendinde dürülmüş gibi..
Kaşları,hilali andırır durur
Kendine bakanı yandırır durur
Saçları mahbubu kandırır durur
Örülmemiş ama örülmüş gibi..
Tertemiz ahlakı sanki kar suyu
Alyanaklar kızarıyor arsuyu
Dudakları sanırsın ki nar suyu
Az durgun ve bitkin yorulmuş gibi..
Gözlerinin önü ikiz gamzeli
Burnunda lamelif ağzı hemzeli
Onun nasibdarı vardır ezeli
Ta galu bela da sorulmuş gibi..
Boybosu endamı herşey uğrunda
Kolları kıvrılmış durur böğründe
Zümrüt gibi dökülen saç yağrında
Duvara manıza sarılmış gibi..
Neredesin ey talihim nerede
Daha dün gördüydüm onu derede
Şansım,banada gül,gel bir kerede
Geri geri durma darılmış gibi..
Bir güzelki sana dönüp bakmassa
Bir tebessüm edip seni yakmassa
İkinci kez karşınada çıkmassa
Bir yargıya ulaş,Verilmiş gibi...
Allah bağışlasın sevgilisine
Haydi çek git yolcu kendi işine
Kul hakkını bulaştırma dişine
BİR ER MEKTUBUDUR GÖRÜLMÜŞ GİBİ..
Emmoğlu
Ben kaldım emmoğlu gurbetellerdeHastalardan ölenlerden haber ver
Sıladan habersiz yabanellerde
Hırslanandan yılanlardan haber ver
Merdi az bulunur çoktur namerdi
İnsaniyet artık hıtama erdi
Atalar kalksaydı bilmem ne derdi
Doğrulardan yalanlardan haber ver
Memleketin insanını özledim
Gitmek için aylar yıllar gözledim
Televizyon varmış geçen,izledim
Kırda arpa yolanlardan haber ver
Kocaköyden,öteköyden,mahleden
Camilerden kürsülerden rahleden
Varsa köye hiç varmayan,kahreden
Bayramlarda gelenlerden haber ver
İtburnular çiçek açınca söyle
İrtibat keseni ihbar et köyle
Hiç vatan sevgisi olurmu böyle
Bu sözüme gülenlerden haber ver
Eski karlar kışlar yokmu diyorsun?
Yoksul yok herkesler tokmu diyorsun
Hasretlik böğrümde okmu diyorsun?
Açanlardan,solanlardan haber ver.
ANNE
Cenneti gözledim rüyalarımdaBütün işaretler seni gösterdi.
Taradım konuyu kitaplarımda
Kur'anda ayetler seni gösterdi.
Allaha ibadet sonra valideyn
İkisini tartar akıllı beyn
Fatımanın oğlu Hasan Hüseyn
Bütün ehlibeytler seni gösterdi.
Padişahlar, sultan yaptı başına
Kurban olam mezarının taşına
Herkes yazsın kitabının başına
Bütün kitabeler seni gösterdi.
Ciğerinden kopup Dünyaya geldik
Nasıl geldi isek öylede öldük
Ağlarsan ağladık,gülersen güldük
Bir gün işaretler sonu gösterdi.
Ol ulu Peygamber sana, bana der;
Allaha itaat sonra ana, der
Asi kullarına, narım fena der
Bütün oklar senden yanı gösterdi.
Ben ağlarken gözlerinde ki yaşlar
Sarı saçlarımla o, kara kaşlar
Her yokluğa karşı dik duran başlar
Senden bana geçen kanı gösterdi.
Ayaklarınınzın altında Cennet
Bunu anlamayan geçirmiş cinnet
İslami kaynaklar,kitap ve sünnet
Hepsi birden aynı yönü gösterdi.
ÇAKIRGÖZLÜM
Çakırgözlüm Güneyyurdu ararsanTam Sadı'ya çıktığında görürsün
Avcıları nerde diye sorarsan
Mavizeri sıktığında görürsün
Olur her şey ancak merak edince
Sılayı bırakma uğra südünce
Ermenekten tam batıya gidince
Bileği'den baktığında görürsün
Görmek için çıkmalısın Kaşına
Dokunmayın yeşiline yaşına
Binerek Yamacın ince Taşına
Çarşaklardan aktığında görürsün
Yaşamalı Hayaller ve Umutlar
Palamutla dolduğunda Pelitler
Ağdığında Göğe kara bulutlar
Ancak Şimşek çaktığında görürsün
Derenin başına sığınır Kunduz
Ardıca kardeştir dağında Andız
Toroslara veda edince Gündüz
Işıkları yaktığında görürsün
Dağda Taşta Arazide İnsanı
Çalışkanlık onun en iyi yanı
Güneş doğmak için ağartıp Tanı
Bıyıkları taktığında görürsün
BALKUSAN-1
Yüce dağın zirvesine yerleşmişTarihi bin yıllık bir Köy Balkusan
Köylülerle Yörüklerden birleşmiş
Kırk Elli haneliktir Köy Balkusan
Ayıbeleninden hemen görünür
Yorulmadan uzun yollar yürünür
Kışın Damdan bir metre Kar kürünür
Hep başına buyruk Hür Köy Balkusan
Yazın soğuk suları var içilir
Yellibelden Karamana geçilir
Varanların Gözü-Gönlü açılır
Adamı eroğlu Er Köy Balkusan
Ermenekle Karamanın ara da
Üstüne yok Çalında ki Çıra da
Karaman bey oğlu ile burada
Kalenin başında Sur Köy Balkusan
Deresinden Tepesinden atlanır
Yamaçlarda Kısrakları otlanır
Onbir Mayıs Dil bayramı kutlanır
Herkesin bildiği Yer Köy Balkusan
Deresi var akar Yaz-Kış önünde
Mertlik vardır insanının kanında
Kazma-Kürek eksik olmaz yanında
Köylerin içinde Ser Köy Balkusan
YUKARI ÇAĞLAR
Yaylaların eteğine kurulmuşDurur endamıyla Yukarıçağlar
Yolu Beli Kayalarla örülmüş
Çatısız damıyla Yukarıçağlar
Devasa Kayalar Sur yapar ona
Bir Atmaca konmuş kur yapar ona
Tarihi sevenler Tur yapar ona
Bekler encamıyla Yukarıçağlar
İzvidi ulya'dır eskiden adı
Yüksek diye koymuş adını Kadı
Siyam efendiler gibi üstadı
Çıkarır namıyla Yukarıçağlar
Çevirmesi Bekeresi ünlüdür
Keçisi kıl,Koyunları yünlüdür
Halkı coşkun geleneği canlıdır
Böyle her anıyla Yukarıçağlar
Kekliklere Kafes yapan elleri
Bir başkadır Sümbülleri,Gülleri
Kışın bile zararsızdır Yelleri
Bilinir şanıyla Yukarıçağlar
Mükremin Kızılca
060108/Konya